top of page
Ara
Yazarın fotoğrafıPsikolog Aslıhan Oskanbaş

Kaygı Üzerine

Güncelleme tarihi: 26 Eki 2020

Kaygı bir duygudur ve aslında her duygunun bir işlevi, bir ömrü vardır. Normal düzeydeki bir kaygı kişi için faydalıdır çünkü bu durum kişide, istek duyma, karar alma, motive olma, alınan kararları gerçekleştirebilme yani performans göstermeye yol açar. Belli düzeyde kaygı bizi harekete geçirir. Rollo May: kaygı hayatımızı keşfetme yolunda önümüze açılan bir kapıdır demiş. Çünkü kaygı yaratıcılık ve cesareti teşvik eder. En temel kaygımız olan ölümle birlikte bir şeyler yazma, üretme imkânı buluruz. Tüm bunların yanında tabi ki tüm işlevselliğimizi bozan bir noktada kaygı duyuyorsak, uykumuz, iştahımız kaygıdan etkileniyorsa uzman desteği almak gerekli olabilir.

1. Kaygının üç temel bileşeni vardır. Bunlar:

1. Endişeli-rahatsız edici düşünceler: Kaygının bu bileşeninde, dış bir sebeple olusan panik duygusu ve düsüncelerle olusan bellek ve dikkat eksiklikleri vardır. Problem çözümündeki yetersizlikten ötürü performansta bozulmaya neden olabilir.


2. Bedensel tepkiler: Sempatik sinir sisteminin asırı çalışması; anormal derecede uzun ve derin solunuma ve kalp hızında artışa neden olur. Kaygıya bağlı olarak oluşan diğer fiziksel belirtiler ise, gerilim tipi baş ağrısı, yorgunluk ve uykusuzluktur.


3. Davranış değişiklikleri: Kaygı, rahatsız edici durumlardan kaçmaya ve bu durumlardan kaçınmayı öğrenmeye sebep olur. Hem kaçma hem de kaçınma, benzer bir durumla yüzleşmeyi daha güçleştirir ve güvenin kaybolmasına neden olabilir. Kaçınma, rahatsız edici düşüncelerden bilişsel kaçınmayı ve görevlerden kaçınmayı kapsar; aktivitelerde ve performansta azalmaya neden olabilir.


2. Kaygı ve Korku Arasındaki Farklar Nelerdir?

Kaygı ve korku yakın duygular olsa da aralarında önemli farklar da bulunmaktadır.

  • Korku daha çok bu anda ortaya çıkan tehlikelere karşı gösterilen bir tepki iken kaygı gelecekle ilgili endişeleri içermektedir.

  • Kaygı daha çok geleceğe yöneliktir. Kaygı, gelecekte ortaya çıkabilecek tehlikelere karşı bedenimiz ve düşüncelerimizdeki değişikliklerdir. Örnek: sınav kaygısı

  • Kaygının kaynağı belli değildir. Kaygılanan kişinin hayatında korkudaki gibi somut bir tehlikeden, durumdan bahsedilemez.

  • Korku ile karşılaştırıldığında kaygı, daha yaygın, daha yavaş ortaya çıkan tanımlanması daha zor daha uzun süren belirtileri olan bir duygudur.

Kaygının bileşenleri birbirleriyle etkileşim içerisindedirler. Kaygının fiziksel belirtileri kaygılı düşünceleri besler; kaygılı düşünceler de endişeli hislerde artışa neden olabilir.

3. Kaygıyı Sürdüren Etkenler

Kaygı başlangıç nedeninden farklı pek çok etmen tarafından sürdürülebilir. Kaygının iç oluşumundan sonra diğer etmenler kaygının sürdürülmesine katkıda bulunabilirler. Kaygıyı sürdüren etmenler dört grupta toplanabilmektedir. (France ve Robson 1997):

1. Rahatsızlık verici düşünceler

2. Kaçma yada kaçınma

3. Güven kaybı

4. Yaşam olayları

Rahatsızlık Verici Düşünceler: Üzüntü verici düşünceler genellikle, kaygının belirtilerine yönelik bir açıklama bulmaya çalışıldığı zaman oluşurlar. Bu düşünce hataları dört sınıfta toplanabilir: a) Bir felaketin olasılığının (uçak kazası gibi) aşırı abartılması; b) Korkulan bir olayın (sınav gibi) şiddetinin aşırı değerlendirilmesi; c) Kişinin kendi başa çıkma kaynaklarını aşırı az bir şekilde değerlendirmesi; d) Dış destek faktörlerinin (arkadaşlardan ya da aileden destek gibi) aşırı az bir şekilde değerlendirilmesi (France ve Robson 1997).

Kaçma ya da Kaçınma: Kaygı yaratan durumlardan kaçma ya da onlarla yüzleşmekten kaçınma, geçici bir rahatlama sağlar fakat bir döngüye neden olur. Gerçek bir tehlikenin olmadığı durumlarda da kaçınma tepkisi gelişir, kaçınılan durumların listesi artar ve bu durumlarla başa çıkmak daha zor hale gelir. Kişinin yaşamı sınırlanmaya başlar (France ve Robson 1997).

Güven Kaybı: Güven duygusu başarı deneyimleriyle oluşur, kaçma ya da kaçınma başarı deneyimlerini engelleyerek güven kaybına neden olur. Bir başarısızlık diğer başarısızlıklardan korkmaya yol açar ve kişiye önceden kolay gelen görevler daha zor gelmeye başlar (France ve Robson 1997).

Yaşam Olayları: Yaşam olayları hem kaygının temel sebebi olabilirken hem de kaygıyı sürdüren etmen olabilmektedirler. İki ya da daha fazla stresli olay aynı dönemde meydana gelirse daha ciddi bir durum oluşur (France ve Robson 1997).

52 görüntüleme2 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Covid-19 Günlerinde Psikolojik Dayanıklılık

Hayata bir harita ile gelmiyoruz, insanoğlu hayatın içinde günlük zorluklardan, sevilen birinin ölümü, yaşamı değiştiren bir kaza veya...

Çocuğunuzla Bağınızı Güçlendiren Oyunlar

Sağlıklı anne baba ve çocuk bağının oluşmasında anne baba ve çocuğun sosyal etkiletişimi büyük rol oynar. Çocuğumuzla daha bebekken...

Şema Terapi Nedir?

Jeffrey Young tarafından geliştirilmiş olan Şema Terapi modeli, erken dönem yaşantıların, yetişkinlik dönemindeki yansımalarının keşfine...

2 Comments


chat
Dec 20, 2024

Ücretsiz rastgele yetişkin sohbet ve yetişkin chat kesintisiz yeni kişilerle tanışma imkanı sağlar.


Like

chat
Dec 20, 2024

Ücretsiz rastgele gabile sohbet ve gabile chat sorunsuz yeni kişilerle tanışma imkanı sağlar.


Like
bottom of page